Zihin konsantrasyon çalışmaları ile kuvvetlendirildiğinde, ince objeleri algılayabilir duruma gelir. Peki ince obje nedir ve neden önemlidir?
İnce obje, duyuların kolaylıkla algılayabildiği kaba objelerden farklı olarak, algılanabilmesi için pratik gerektiren objelerdir; nimitta, jyotişmati, iç ışık, sufi ışığı vb. Kaba olarak duyular aracılığı ile algılanan her obje atomlar tarafından oluşturulmuştur. Fakat normal şartlar altında duyular ve zihin bu atomları ayırt edemez. Ancak pratikler sonucunda kuvvetlendirilmiş ve üzerinde ustalık sağlanmış bir zihin, objeyi oluşturan bu atomları algılayabilir duruma gelir. Kısacası üzerinde ustalık sağlanmamış duyular, objeleri “olduğu gibi” algılayabilecek kapasitede değildir.
Meditasyonda ilerlemek için ince (subtle) bir obje şarttır. Ancak kaba objeler üzerine gerçekleştirildiği gibi, ince objeler üzerine de konsantrasyon gerçekleştirildiğinde kişi Dhyana’nın ileri aşamalarına ulaşabilir. İnce bir obje olmadan Dhyana aşamasına geçmek mümkün değildir. Çünkü, zihin henüz obje üzerinde bölünmeyen bir konsantrasyon gerçekleştirebilecek güce ulaşmamıştır. Zihin, üzerine konsantre olduğu objenin inceliklerini, yani objeyi “olduğu gibi” algılayamadığı için, hala kendini objeyle ifade etme ve tanımlama durumu içerisindedir. Bu da konsantrasyonun bölünürlüğüne sebebiyet verir ve kişi Dhyana’ya geçmek için yapması gerekenleri uygulayamaz.
İnce objeler ile gerçekleştirilen her meditasyon Dhyana içinde gerçekleştirilmez. Örneğin; kaba objeler ile başlayıp ardından Tanmatralar ile devam ettirilen Bhuta Meditasyonu (4 Element Meditasyonu) gibi ince ve ileri bir meditasyon çalışması için yogi Geçiş Konsantrasyonu’nu kullanmalıdır. Çünkü böyle bir meditasyon tekniği uygulanırken, pratyahara gerçekleştirildiği takdirde, duyuların geri çekilmesinden dolayı 4 Element ve bunların 12 karakteri ayırt edilemez. Halbuki Bhuta Meditasyonu’nda yogi duyuların algısına her zamankinden daha çok ve güçlü bir şekilde ihtiyaç duyar çünkü Bhuta Meditasyonu’nda 4 elementin 12 karakteristtik özelliğinin net bir şekilde hissedilmesi gerekmektedir. Bhuta’nın aşamalarında gerçekleştirilen ustalık sonucunda yogi Anu yani atomları görüp, onları ayırt edebilir. Bu çalışma yoginin nihai maddeselliği görmesini sağlar.
Anapanasati gibi bir meditasyon tekniğinde ilerlemek için ise ince bir obje olarak Nimitta (iç ışık) şarttır. Nimitta ile gerçekleştirilen konsantrasyonlarda yogi pratyaharayı uygulayarak Dhyana’ya girer ve bu yolla, duyuların ötesinde bir algı uyandırır.
Tüm bu teknikler kitap bilgisinin ötesindedir. İnce objeleri algılayabilmek yoğun pratik gerektirir. Meditasyonun en önemli kuralı devamlılık ve adanmışlıktır. Yoğun pratik demek, günde 6-10 saate varan meditasyon pratiği demektir. Kişi ne kadar çaba gösterirse o kadar yol kateder. Aksi takdirde ince obje elde edilse bile meditasyonun ileri aşamalarına ulaşmak mümkün olmaz.
Meditasyon haritalı bir yoldur ve herkes için farklı gerçekleşmez. Aşamaları herkes için aynı, fakat ifadeler kişinin şahsına münasırdır.