Pratikte misin, yoksa Taksim-Bakırköy ringinde mi? – Cetin Cetintas

Pratiğin en önemli öğelerinden biri devamlılık, bir diğeri ise kararlılıktır. Pratik seçim yapmak demektir. Kişi yaptığı seçimde kararlı olmalıdır, kararlı olunduğu sürece, pratikte devamlılık gösterilebilir. Devamlılık gösterildikçe de, kararlılık kendi kendini besleyecektir.

Pratiği bir otobüse benzetelim. Otobüsün sürücüsü belli bir istikamete doğru, bulunduğu şartlara uygun bir hızda gitmektedir. Bazı duraklarda durmakta, ve durduğunda içine birileri binmekte ve bazen de inmektedir. Bazen duraklarda biraz daha çok beklemekte, bazense durağın boş olduğunu görüp pas geçip gitmektedir. Trafik olduğunda durmakta, yol açıkken gidebileceği hızda gitmektedir. Yani herşey, şartlara uygun şekilde gerçekleşmektedir. Tüm bu hareket, karmadır. Trafik olup olmayacağı, otobüsüne kimlerin binip kimlerin ineceği, otobusün istikameti, hepsi karma tarafından dizayn edilmiştir. Yani senin önceki eylemlerinden doğan etkilerin denklemsel karşılıklarıdır. Otobüsün asıl hedefi Ev’dir. Seni Ev’e geri döndürmek için yola çıkmıştır. Tüm bu geçilen deneyimlerin sonucunda, ait olduğun Öz’e dönmektir niyet. Otobüs durduğunda, eve olan yolculukta durur. Deneyim devam eder, ama kişi Ev’e artık yaklaşıyor olmaz. Bu da pratiğin devamlılığıdır. Ne olursa olsun, kişi yola devam etmelidir. Yavaş veya hızlı, yolculuk hali kişiyi Ev’e yaklaştıracaktır. Otobüsün şöförü akıl değil de, zihin olduğunda ise, yolun nereye çıkacağı belli olmaz. Zihin hiç olmayan duraklarda bulur bazen kendini. Bazen girmemesi gereken sokaklara girer. Bazı duraklarda durur ve ihtiyacı olduğunu düşündüğü şeyleri bekler. Bazen o kadar uzun süre bekler ki, yıllarca yol almaz… Sık sık istikametini unutur ve yeni maceralara yol alır. Bunu da hep “ihtiyaç” olarak tanımlar. Oysa sadece kaybolmuştur. Ve Ev’e yaklaşmak yerine dönüp durmaktadır. Bazen öyle çok aynı yollarda, aynı deneyimlerde, aynı ihtiyaçlarda dönüp durur ki; kendini Taksim – Bakırköy ringinde şöför olarak bulur. İşte samsara çemberi… Akıl ise kişiyi bu çemberden çıkarabilecek ve Ev’e doğru götürebilecek yegane ustadır. Akıl yolu çok iyi bilir. Çünkü varlığı zaten doğru yolu bulmak içindir. Aklını kullandığı kişi, ait olmadığı duraklarda beklemek, Ev’e gitmeyen yollara sapmak, onun olmayan deneyimlerin içinden geçmek için çaba göstermekten kurtulur. Akıl kişiyi doğru istikamete götürür. Otobüsün olduğu yerde dönmesi devamlılık gibi görünse de, bu durma halinden başka bir şey değildir. Ev’e giden yolda bir adım ileri götürmeyen bir hareket, pratiğin devamlılığı olduğunu söylemeyiz. Devamlılık istikamete doğru hareket etme halidir. Ve kararlılık, arzulardan veya aklın kaybından doğan hareketlere eşlilk etme isteğine gösterilen dirençtir. Bu direnç ampulün içindeki metalin elektriğe gösterdiği direnç gibidir. Direnç ile ışığın yoğunluğu doğru orantılıdır. Elektriğe gösterilen direnç ampulün güçlü bir şekilde yanmasını, dolayısıyla da yolun aydınlık kalarak istikametin görülebilmesini sağlar.

Pratikte misin, yoksa Taksim-Bakırköy ringinde mi?
Facebooktwitterpinterest

Yazı dolaşımı