Zihnin bir obje üzerine tekrar edilen bir devamlılık içinde konsantre olmasına meditasyon denir. Meditasyon çoğu kişi için büyük bir mücadeledir. Kişi zihinde beliren düşünceleri sağa sola itmeye çabalarken bir yandan da bedende oturmaktan oluşan rahatsızlıklar ile mücadele eder. Temelde tüm bu eylemlerin hepsi dikkatin başka bir yere kaymasının sonucunda oluşur. Dikkatin başka bir yere kaymasının sebebi de, zihnin obje üzerinde kalacak yeterince hafifliğe ulaşmamış olmasıdır. Nedir peki bu hafiflik? Zihin gerçekleştirilmiş olan eylemlerden oluşan enerji (karmik) yüklerini taşır. Bunlar gelecekte gerçekleşecek olan eylemlerdir; yani henüz cevap bulmamış eylemlerdir. Ve zihin bu yüklerden kurtulmadıkça, bunlar bir sis bulutu gibi objeyi örterler. Bu yüklerin artmaması içinse, yamalar, niyamalar gibi pratikler mevcuttur. Yani obje üzerinde kalabilecek güç, yoganın temel basamaklarının pratiği ile zamanla elde edilir.

Herşeyden önce, meditasyon yaparken zihinde düşünceler oluşması normaldir. Zihin düşünerek varlığını gerçekleştirir. Bunca yıldır düşünmesi öğretilmiş bir zihin, kolayca düşünme eylemini bırakarak sessizliğe gömülemez. Sorun düşüncelerin oluşması değil, onlara anlayış gösterilemeyerek dikkatin onlara kaymasıdır. Düşüncelere anlayış gösterip, dikkati obje üzerinde tuttukça ortada bir problem yoktur. Buradaki soru şu: Bu düşünceler sana aitse neden bu düşünceleri itmek istiyorsun? Onları görmek, gözlemci olmak onlarla olmak neden probleme dönüşüyor? İçeriklerinden mi?

İstediğimiz şey aslında doğrudan oluşmuş düşüncelerden kurtulmak değil, düşünceleri oluşturan zihni kontrol altına almak. Beliren düşüncelerin itilmesi zihni kontrol altına almak değildi; zihin ancak doğrudan düşüncelerin oluşturulması engellenerek kontrol altına alınabilir. Düşüncelerin oluşmasını, obje üzerine olan devamlı konsantrasyon hali engelleyecektir. Bunu yapmaksa uzun süreli ve devamlı pratikler istediğinden, öncelikli olarak oluşan düşüncelerin kalitesini değiştirerek işe başlamak gerekir. Konuşulanlar, dinlenen müzikler, okunan kitaplar, seçilen kelimeler, hepsi arındırılarak mümkün olduğunca saflaştırılır ve zihnin ahlaklı ve kendine faydalı düşünce kalıplarına sahip olması sağlanır. Yani önce içerik derlenir. Böylelikle oluşan düşünceler daha az rahatsızlık vermeye başlayacak hatta belki de onları görme ve onlara şahit olma hali zamanla memnuniyet yaratacaktır.

Tabii zihinde hali hazırda yaratılmış bir çok modifikasyon ve düşünce kalıbı mevcuttur. Ve bunlar mevcudiyetlerini meditasyonda gösterme çabası içindedirler. Bunları itip objeye dönmek, 100 tane heyecanlı ve oyuncu köpekle parkta oynamakta olan bir adamın, fikrini değiştirip bir köşeye çekilerek yanlız başına kitap okuma çabasına benzer. Köpekler oynamak istemektedir, ve birini itse diğeri yanına gelir, bir cümle okusa, ardındaki cümleye saniyeler, belki dakikalar sonra kavuşulabilir. Bunun sebebi oyuncu köpeklere sahip olmasıdır. Oyuncu köpeklerin o andan beklentileri vardır. Sahiplerine görülmek isterler. Kitabı okuyabilmesi için çözüm köpekleri itmek değildir. Onları itme çabası öfke doğuracaktır. Öfke ise kişiyi objeden daha da çok uzaklaştıracaktır. Köpeklerin enerjilerini atmasını, yani görülme ihtiyaçlarının ve cevap bulma ihtiyaçlarının bir şekilde karşılamasını beklemek gerekir. Ne zamanki köpeklerin daha fazla görülmeye ihtiyacı olmaz, o noktada kitaba konsantre olunabilir. Burada köpekler seçimle gelmiştir. O köpekleri sahiplenen, yani o düşünce kalıplarını ve modifikasyonları yaratan kişinin kendisidir. Dolayısı ile bu noktada kendi kararı ile var ettiği şeyleri kişinin itmeye çalışması bir kaos yaratır. Bu kaos dugusal bedende daha önce de söylediğim gibi öfke, nefret gibi enerjilere kolaylıkla dönüşebildiğinden kimi öğrencilerim meditasyon yaptıkça daha öfkeli, daha sinirli bile olurlar. Meditasyon halinde o oyuncu köpekler o kadar çok üstlerine gelir ki, bıkkın bir şekilde çıkarlar meditasyondan. Bu doğaldır, çünkü meditasyon anlayıştan eksiktir.

Meditasyonun süresi önemlidir; ne zamanki oyuncu köpekler cevap bulur ve görüldükleri için sakinleşirler, işte o an meditasyonda huzur doğar. Yani doğal olarak oyuncu köpeklerin cevap bulması için meditasyon halinde vakte ve anlayışa ihtiyaç vardır. Meditasyonu huzur bulmak için yapmıyoruz, zihni kontrol altına alabilmek ve gerçeği görebilecek kadar genişletmek için yapıyoruz. Eğer meditasyona her oturuşta huzur aranır, rahatlama beklenirse, bu beklentiden dolayı stres oluşur. Huzur, kontrol altına alınan bir zihnin ürünüdür. Ve kontrol altındaki bir zihin beklentisizdir. Bu beklentilerden kurtulmak zaten huzuru getiren şeyin kendisidir…

Başka bir örnekle açıklayacak olursam; düşünceler ve modifikasyonlar sallanmış bir karküresinin karlarıdır ve dakikalar sonra karlarının dibe çökmesi ile kürenin ortasındaki obje ile başbaşa kalınabilir. İleri seviye meditasyon pratiği olan bir kişi için bu ortalama beş dakika içinde gerçekleşirken, başlangıç seviyesi bir konsantrasyona aşamasına sahip herhangi biri için bir saatin üstündedir. Burada karküresi örneği vermemin sebebi, düşüncelerin aktif olmasının negatif veya rahatsız edici bir hal değil, tam tersi karküresindeki gibi sadece farklı bir hali doğurmasıdır. Meditasyon için objeye konsantre olunmaya başlandığı ilk anda kar küresi sallanmış vaziyettedir. İleri seviye meditasyon pratiği olan yani ince bir objeye 4-5 saat konsantre olabilen bir yogi için bile bu böyledir. Ve kişinin doğru çaba ile yeterince obje üzerinde kalması sonucu kürenin karları dibe çöker ve obje, düşünce kalıplarından arınmış bir şekilde görünür hale gelir. Doğru çaba burada çok önemlidir. Ne fazla, ne az, ihtiyaç olduğu kadar. Bunu arabanın debriyaj gaz ilişkisine benzetebiliriz. Her araba kullanmayı yeni öğrenen kişi debriyaj ve gaz arasındaki o ilişkiyi oturtana kadar arabanın bağırmasına, motorunun durmasına veya ani, kontrolsüz bir şekilde fırlamasına sebep olur. Debriyaj ve gaza basarken ne kadar çaba göstermesi ve ne şekilde kordinasyon kurması gerektiğini devamlı pratik sonucu öğrenir. Meditasyonda objeye konsantre olmak aynı bu debriyaj gaz ilişkisi gibidir. İhtiyaç olan şey yeterince pratikte olmak, obje ile vakit geçirmektir.

Meditasyon: Kar Küresi
Facebooktwitterpinterest

Yazı dolaşımı